Yazma Terapisi

Girişimci olunca zaman kavramı maalesef anlamını yitiriyor ve bi yerden sonra sadece önünüze gelen işleri yetiştirmek üzerine bir hayatınız oluyor. Üzerine iki de çocuğunuz olmuşsa tadından yenmiyor. Kaliteli zaman, kaliteli uyku, düzenli yaşam gibi sözler anlamsızlaşıyor. Evlenince hayatın düzene girer diyen yaşlı zihinlere rahmet okunuyor.

Tüm bunların arasında zihninde birikenleri bir yere akıtman gerekiyor. Düzensiz hayatın içinde sık sık arkadaşlarınla buluşup içini dökmeye de vakit ayıramayınca yazmak en güzel eylem. En azından yazarken kimse karışamıyor, sözünüzü kesemiyor. Bir şey söyleyecek varsa yazınızı bitirdikten sonra söyleyebiliyor, siz rahatladıktan sonra.

Her insanın devamlı terapiye ihtiyacı olduğunu düşünenlerdenim ve tahmin edeceğiniz üzere terapiste gitmeye de vaktim yok. O yüzden sırf ihtiyacım var diye bulamadığım bir aralıkta yazıyorum bu yazıyı, terapi niyetine kabul et Allah’ım.

Öte yandan her gün bir saat kadar vaktimi Türkçe Yayın için gönderilen yazıları inceleyip yayına almak ve sosyal medyada paylaşmak için harcıyorum. Bir bakıma başkalarının yazmasına ve daha çok insana ulaşmasına aracı olduğum için terapist sayılırım. Bu da yazamasam bile yazmışım gibi bir keyif veriyor bana, terapileniyorum.

Şimdiden bir rahatlama geldi bana. Dört paragraf yetti bile. Artık işime dönebilirim. Dur şuraya bi cümle daha yazayım, ohhh çok güzel geldi.